7 Ağustos 2018 Salı

Sadeleşme Yolculuğum 2- Sadeleşmeye nasıl başladım?

Oldum olası sadeliği ve boşluğu sevmişimdir. 6 yaşımda anneannemin yanına taşındığımızda hem annemin eşyaları hem de ananemin eşyaları olunca evimiz iyice kalabalıklaşmıştı ve ben bu durumdan çok rahatsız oluyordum. Özellikle annemin aldığı ama asla kullanmadığı eşyaları gördükçe bunu daha da saçma buluyordum. Ama sonra etrafımın, medyanın yani izlediğim videoların ve okuduğum blogların etkisiyle ben de bir tüketim çılgını oldum. indirim denince gözü hiçbir şey görmeden satın alan sürekli bir yenisini isteyenlerden biri oldum. Zaman zaman bu durumdan yoruldum bıktım ama yine izlediklerimden etkilenip farklı bir alanda gereksizce tüketmeye devam ettim.Bir önceki yazımda detaylıca anlattım bunları, gelelim devamına.

Lisenin sonlarına doğru makyaj malzemelerim çok fazla olunca önceden duyduğum project pan 10 gibi şeyler geldi aklıma. Yani 10 ürün seçip sürekli kullanarak onları bitirmeye çalışmak. Bu tür şeylerle elimdekileri azaltmaya çalıştım. Yine de pek azalmadı çünkü makyaj malzemeleri çok yavaş tükeniyor hele ki çoklarsa. Çokluğundan rahatsız olsam da azalmak yönünde çok başarılı olmadım tükettiğim ürünler biraz değişti sadece.

Üniversiteye başladığım hafta anneannemi kaybettik. Anneannem eşyalarına çok kıymet veren bir kadındı, ufacık bir şeyi bile attırmaz saklardı. Kıyafetlerine yama diker giymeye devam ederdi. 
Vefat ettikten bir süre sonra eşyalarını toparladığımızda ve bir kısmını dağıttığımızda sanırım içten içe biraz daha idrak ettim  eşyalara bağlanmanın ne kadar boş olduğunu. Yine de hayatımda sadeleşme anlamında çok bir şey olmadı.

Üniversite 1'in ortalarında yani iki buçuk yıl kadar önce karşıma güzel şeyler çıktı ve ben İslamı daha da iyi tanımaya başladım. Özellikle Nouman Ali Khanın videolarıyla bildiğimden çok çok farklı şeyler öğrendim ve inanılmaz etkilendim. Kuranı Kerim'de bildiğimin çok ötesinde mucizeler olduğunu, gerçek dinin etrafta gördüklerimden çok başka olduğunu fark ettim. Zaten müslüman olarak büyütülmüştüm ve belli şeyleri biliyordum ama o zaman öğrendiklerim o kadar yeniydi ki aslında hiçbir şey bilmediğimi gördüm ve tesettüre girmeye karar verdim. Bin şükür ki zor bir süreçti ama bana yardımcı olan 3 güzel insan vesilesiyle çok hızlı bu kararı uygulayabildim.(Rabbim daim etsin inşallah ve isteyen herkese nasip etsin.) O zamanlarda izlediğim videolar hep dini içerikliydi ve geçmişimi çok net fark edebildim. Ne kadar tükettiğimi ne kadar boş şeylerle uğraştığımı ne kadar anlamsız davrandığımı gördüm.  İzlediklerimden etkilenip tükettiğimi fark ettim ve bana faydası olmayacak şeyler izlemeyi o dönemlik bıraktım. O dönemlik diyorum çünkü sonra az az derken eskisi kadar olmasa da beni olumsuz etkileyen tüketime götüren makyaj alışveriş giyim videolarına ve boş diziler izlemeye tekrar başladım. İnşallah sadeleşmeyle beraber daha da çıkaracağım hayatımdan.

Kıyafetler için düşünürsek sadeleşmek istediğimde en büyük engelim 'ama bunu giyerim çeşit olur ' düşüncesiydi. Sevmediklerimi bile çeşit olsun mantığıyla tutuyordum. Makyaj malzemelerini de bu düşünceyle tutuyordum.Tesettüre girince dışarıda çeşit olsun diye bunları giyemeyeceğim için ve evde de çok sevmediğim şeyleri giymek istemediğim için rahatça elimden çıkarabildim. İşte asıl sadeleşmeye başladığım zaman bu zamandı. sanırım 6 7 büyük poşet eşyayı elimden çıkardım, bağışladım(bunu attığım düşünülmesin diye yazıyorum) Makyaj malzemelerimden de vazgeçmeyi düşündüklerimi arkadaşlarıma gösterdim isterler mi diye ve onlara verdim. Zaten tesettüre girmeden makyajı nerdeyse bırakmıştım bu değişiklik insanları o zaman şaşırtmıştı aaa makyaj yapmamışsın sen çok güzel makyaj yapıyordun demişlerdi. Aslında yaparken kimse bunu söylemiyordu değişiklik fark ettirdi belki de. Eşyalarımın azalması ve giyeceğim şeylerin belli olması nedeniyle sabahları çok çok hızlı hazırlanabilmeye başlamıştım. Yine de tesettürlü pek kıyafetim yoktu ara ara alıyordum bu konuda hakkımı yemeyeyim eski alışverişlerim düşünülürse gerçekten sadece ihtiyacım oldukça alıyorum diyebilirdim. Ancak tesettüre girince aşırı miktarda örtü hediye geldi. Sağolsun arkadaşlarım ailem hep örtü aldılar bana. Onlar da birikti.

Aradan 1 sene kadar zaman geçtikten sonra kışlıkları kaldırdığım yazlıkları çıkardığım sırada ne kadar fazla giymediğim ama hala sakladığım kıyafetim olduğunu fark ettim. Hani önceki yazıda yazdığım peplum bluz vardı ya hiç giymesem de hala benleydi, Bunun gibi birsürü görünüşü güzel ama bana uymayan şey hala benleydi. O gün bu temizliği yaparken yotubeda bir şeyler açtım ne yazdım bilmiyorum ama minimalizm kavramıyla karşılaştım. Marie kondo yu tanıdım ve izlemeye başladım. Aslında benim ruhuma hitap eden o sadeliğe minimalizm dediklerini öğrendim. Türkçe videolar çok azdı ve bana pek hitap etmedi o zamanlar bende yabancılardan izledim. Sonra Marie Kondonun Derle Topla Rahatla kitabını okudum onun sıralamasıyla sadeleşmeye başladım. Kıyafetler - Kitaplar - Kağıtlar- Muhtelif Öğeler ve Anısı Olan Eşyalar şeklindeydi sıralama. Kıyafetlerimi tekrar ayıkladım ve poşet poşet eşya çıkardım bunları da ihtiyacı olanlara bir arkadaşım vasıtasıyla ulaştırdık. Eşyalarım hala fazlaydı ama yarısı gitmişti yaklaşık. kitaplarımı ve diğer eşyalarımı da sadeleştirdim ancak yine de kıyamadığım çok şey oluyordu.

Sadeleştikçe aslında hala etrafımın ne kadar dolu olduğunu en önemlisi zihnimin ne kadar dolu olduğunu gördüm. Çok hızlı değişimlerin beni çok yorduğunu, etrafımı çok fazla düşünüp kendimi önemsemeyi bıraktığımı fark ettim. Evde dolaştıkça annemin 45 yıldır sakladığı bedenine olmayan eşyalarıyla dolu gardırop beni fazlasıyla rahatsız etmeye başladı. Kullanılmayan eşyaların üst üste yığılmış durumları, aradıklarımızı bulamamak, karışıklık hep zihnimi doldurdu. Bu süreçte bir iki kitap daha okudum belgeseller izledim kendimi bilgi yönünden besledim ve sadeleştikçe ferahladığımı iyice anladım.

 Annem eşyalarına asla kıyamazdı ama bendeki değişimi eşyalarımdan vazgeçmemi gördükçe o da etkilendi. Yaklaşık 6 ay önce değişirken isimli paylaşımı yaptığım günlerde annemin gardırobunu tamamen bir odaya boşalttık ve tek tek her eşyaya baktık. Annem hepsi için karar verdi kimini tutmaya kimini vermeye. Üstüne olmayan 45 yıllık kıyafetlerini kızım giyer diye hep saklamış ancak benim ne bedenime ne zevkime uymadığı için 2 3 parça dışında hiçbir şeyini giymedim giymeyektim. Onlardan vazgeçti ve eşyalarını konmarı metoduyla(bir çeşit dikey katlama, yani eşyalar üst üste değil yan yana duruyor birini alırken öbürleri bozulmuyor) katladık. 6 aydır nerdeyse hiç bozulmadı o çekmecedeki kıyafetler.Giydi yıkadı yerine koydu ama düzeni hiç bozulmadı.Ancak bu tür büyük çaplı ve yorucu sadeleşmelerde insan bir andan sonra sıkılıyor ve dağınıklık ortadan hemen kalksın diye kalan her şeyi dolaba koyma eğiliminde oluyor. İnstagramdaki sadeevim sayfasını severek takip ediyorum ve o sık sık sadeleşmeyi yavaş yavaş ve tekrar tekrar inceleyerek yapmanın daha iyi olacağından bahsediyor. Kesinlikle katılıyorum. Vermeye kıyamadığım kıyafetlerimi bir sonraki incelememde elimde çıkarmaya karar verebiliyorum. 

Aradan 6 ay daha geçti yoğun okul dönemim bitti ve tatilde babamın dolabına, annemin dolabına, evdeki çekmecelere, benim bebeklik eşyalarımın saklandığı valize tek tek baktık ve yaklaşık 30 40 torba eşya çıktı, hem çöp hem verilecek. Hatta çocukluk bisikletlerim duruyordu beşiğim duryordu. Bisikletleri sattım letgo üzerinden beşiği ise birine verdik. Sadeleştikçe mutlu ve huzurlu oluyoruz evimiz daha toplu oluyor, daha kolay temizleniyor. Buna rağmen elimden çıkarmam gerektiğini bildiğim ama bir türlü kıyamadığım eşyalar var bunun için bir oyuna başlamaya karar verdim. Sonraki yazımda bu oyundan konuşacağız.






















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder